- takip
- -bi[ta:ki:p]阿́ is.1. 追辑, 追踪; 跟踪, 追捕, 追击: Hırsızlar, polisin takibinden kurtulamadı. 小偷没有逃脱警察的追捕。Suçluyu günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak olduk. 我们在跟踪数天之后, 终于发现了了罪犯。2. 跟随, 跟在后面: Çocuk babasının kendisini takibinden memnun olmadı. 孩子不喜欢爸爸跟着自己。3. 调查, 追查: suçlarının \takipinden sorumlu 负责调查犯罪4. 遵循, 奉行, 执行; 追随; 仿效, 学习: barış içinde yaşama siyasetini \takip 奉行和平共处政策◇ -i \takip etmek 1) 追赶, 追逐, 追捕, 追击; 跟踪 2) 跟随: Beni takip eder misiniz, lütfen? 请随我来好吗? 3) 沿着…走: Bu yolu takip edince ev varırsınız. 走这条路你们就可以到家。 4) 追赶, 追求; 奉行, 执行; 仿效: modayı \takip etmke 赶时髦, 跟时尚 5) 注视; 倾听; 密切注意, 关注; 了解(事件等的)近况: oyunu \takip etmek 关注比赛 öğretmenin anlattıklarını \takip etmek 倾听老师的讲解 6) 调查, 追查
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.